Harvard Üniversitesi’nde bir fizikçi olan Avi Loeb’in Pasifik Okyanusunda yürüttüğü bir keşif çalışmasında, güneş sistemimizin dışındaki bir sistemden olduğuna inanılan bir dizi meteor parçası bulundu. Araştırma sürdükçe çok ilginç olaylar gün yüzüne çıkmaya başladı.
Görünüşe göre ABD, bu yıldızlararası meteoru 2014 yılında tespit etmiş ve geçtiğimiz sene de 500 kiloluk meteorun Pasifik Okyanusundaki Manus Adası’nın yakınlarına düştüğünü kabul etmiş. Eğer Harvard üniversitesi bu keşif çalışmasını yürütmeseydi, böyle bir gerçek hiç ortaya çıkmayabilirdi.
Papua Yeni Gine Hükümeti, Harvard Üniversitesinin izinsiz araştırma yaptığını belirtiyor
Manus Adası, Papua Yeni Gine’ye bağlı, dolayısıyla etrafındaki sular da öyle. Papua Yeni Gine hükümeti de keşfin yapıldığı sularda Harvard Üniversitesi araştırmacılarının izinsiz bir şekilde bulunmasından şikâyetçi:
“Eğer araştırma amacıyla geliyor olsalardı, araştırma vizesi için başvuruda bulunmaları gerekiyordu.”
Harvard Üniversitesinin keşif koordinatörü Rob McCallum ise ekibinin gezi öncesinde sekiz ay boyunca Papua Yeni Gine hükümetiyle iletişim halinde olduklarını belirtti:
“Bize yapabileceğimiz en iyi hamlenin, deniz ortamında faaliyet gösterdiğimiz için bir deniz bilimleri araştırma izni başvurusu sağlamak olduğu söylendi.”
Bulgular nasıl elde edilmiş ve neye benziyorlar?
Keşif ekibi, manyetik bir kızak kullanarak meteorun çarptığı okyanus tabanından bir enkaz çıkardılar. Profesör Loeb ABC’ye yaptığı açıklamada buldukları malzemenin çoğunun volkanik kül, siyah toz olduğunu belirtti. Volkanik külü süzmek için ince gözenekli bir elek kullanan araştırma ekibi, sferül olarak adlandırılan küçük metalik toplar keşfettiler.
Sferüller çoğunlukla demirden yapılmış ve her biri milimetrenin çok küçük bir kısmı büyüklüğünde birer bilyeye benziyor.
“Dünya’ya ulaşmaları muhtemelen milyonlarca ya da milyarlarca yıl sürmüştür”
Profesör Loeb, güneş sistemimizin dışından geldikleri kanıtlanırsa, insanların ilk kez yıldızlararası materyal toplayıp üzerinde çalışmış olacağını belirtiyor. Sadece 35 miligram ağırlığındaki yaklaşık 50 küreciği ABD’de araştırmaya devam etmek için yollayan Loeb, şu yorumda bulundu:
“Onları evime ulaştırmak birkaç gün sürmüş olsa da, Dünya’ya ulaşmaları muhtemelen milyonlarca ya da milyarlarca yıl sürmüştür.”
Peki bulunan bu yıldızlararası meteor, bilim için ne ifade ediyor?
Profesör Loeb tarafından yürütülen çalışmada meteor parçalarına yapılan analizlerin, meteorun güneş sistemimizde bulunanlardan farklı elementlerden oluşup oluşmadığını ortaya çıkarması umuluyor. Kendisi bu meteor parçalarının güneş sistemimizin ötesindeki uygarlıklara dair bir işaret olabileceğini de belirtiyor:
“Bu meteor güneş sisteminin dışında saniyede 60 kilometre hızla hareket ediyordu ki bu da tüm yıldızların %95’inden daha hızlı. Bu da potansiyel olarak başka bir uygarlığa ait bir uzay aracı olabileceğini gösteriyor.”
